494 belediyeden 189’unda sığınma evi var
‘Hayvanları Koruma Kanunu’ ile nüfusu 25 binin üzerinde olan belediyeler hayvan barınakları kurmak zorunda kaldı. Nüfusu 25 bin ile 75 bin arasında olan belediyelerin 31 Aralık 2024’e kadar, 75 binin üzerindeki belediyelerin ise 31 Aralık 2022’ye kadar huzurevi kurması gerekiyor. Hayvan Yaşam Hakları Konfederasyonu Koordinasyon Kurulu Başkanı Tülay Danacıoğlu, sadece Sığınak kurmakla yükümlü olan 494 belediyeden 189’unda sığınak bulunmaktadır.
Temmuz 2021’de çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile nüfusu 25 binin üzerinde olan tüm belediyelere hayvan barınağı kurma zorunluluğu getirildi. Buna göre nüfusu 25 bin ile 75 bin arasında olan belediyelerin 31 Aralık 2024 tarihine kadar, 75 binin üzerindeki belediyelerin ise 31 Aralık 2022 tarihine kadar huzurevi kurması gerekiyor. Bu tarihler arasında huzurevi açmayan belediyelere valiliklerce yaptırım uygulanacak. Kanuna göre belediyeler, hayvan barınakları kurmak ve rehabilitasyon faaliyetlerini yürütmek için nihai bütçe gelirlerinin 1000’de 5’i oranında kaynak ayırmakla yükümlüdür. Bu oran büyükşehir belediyelerinde 1000’de 3 olarak uygulanacaktır.
’20 GÜNDE KURMAK İMKANSIZ’ Hayvan Yaşam Hakları Konfederasyonu Uyum Kurulu Başkanı Tülay Danacıoğlu, yasaya göre barınak kurmakla yükümlü 494 belediye olduğunu ve bunlardan sadece 189’unun şu anda barınağı olduğunu belirtti. Danacıoğlu, “7332 sayılı yasaya göre nüfusu 75 binin üzerinde olan belediyelerin 31 Aralık 2022 tarihine kadar sokak hayvanları için bakımevi kurma zorunluluğu var ama şu anda sadece 189 belediyenin barınağı var. Belediyelerin de sahip çıkmadığını görüyoruz. yeni çalışmalar anlamında gelişigüzel bir oluşum içerisine giriyorlar” diye konuştu.“75 binin üzerinde çalışanı olan belediyeler maalesef yok denecek kadar az. Bu süreçte bu kurulmadıysa 20-25 günde kurulması pek mümkün görünmüyor. Barınaklarımızın durumu biliniyor, her gün katliam haberleri geliyor, yayınlar yapılıyor. Ormana hapsedilmelerini sağlamak mümkün değil” dedi. onları sterilize etmek, aşılarını yapmak ve götürüldükleri yere bırakmaktır. İstanbul bir ay sonra pilot olacak şekilde orman arazileri içindeki hayvanları toplamaya çalışmak tarafında yürütüldü. Gönüllüler ve bu alanda çalışan STK’lar bu çalıştaya davet edilmedi ve görüşleri alınmadı. Sokak hayvanı sorunu varsa bu belediyelerin sorumluluğundadır. Ormanlık alanlara hapsedilen hayvanların ekolojik istikrara zarar vereceğini, kuduz vakalarının artacağını, barınaklarda olduğu gibi başlarındaki yetkililerin yetersiz kalacağını öngörüyoruz. Orman topraklarında oluşacak yaşam alanlarında büyük afetlerin olacağını öngörüyoruz. Popülasyonun tek test yönteminin kısırlaştırma olduğunu, bunun dışında hiçbir test yönteminin popülasyonun artmasına engel olamayacağını ısrarla söylüyoruz” dedi.